Tip 2 Diyabet Nedir? Belirtileri, Tanısı ve Tedavisi Hakkında

Tip 2 Diyabet Nedir?

Tip 2 Diyabet, herkes de ve her yaşta görülmekle birlikte, daha çok 40 yaş ve üzerinde görülen diyabet tipidir. Pankreasın gerekli miktarda insülin salgılayamaması durumu ya da salgılanan insülinin yeterli miktarda kullanılamaması nedeniyle kan şekerinin yükselmesi durumudur. Ailesinde diyabet öyküsü olanlarda, fazla kilolu bireylerde, 4 kg ağır doğan bebeklerde ve stresli yaşam tarzı olan kişilerde görülme riski yüksektir. Ayrıca pankreas iltihabı ve tümörleri, çeşitli hormon hastalıkları diyabete neden olabilmektedir.

Tip 2 Diyabet Belirtileri Nelerdir?

Tip 2 Diyabeti olan ve kan şekeri yükselen kişilerde görülen belirtiler zamana yayılarak, yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır.

• Sık sık idrara çıkma isteği,
• Ağız kuruluğu,
• Çok su içme isteği,
• Açlık hissi
• Vücutta meydana gelecek yaralanmalarda geç iyileşme,
• Cildin kuru olması ve kaşıntılı bir cilt,
• Çok sık infeksiyon geçirmesi,
• El ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanmalar.

Tip 2 Diyabet Tanısı Nasıl Koyulur?

Hastalığın tanısı hastalığın belirtileri ve kan şeker ölçüm sonuçlarının ortak değerlendirilmesi sonucu konulur. En az 8 saatlik bir açlık sonucunda ölçülen kan şekerinin 100 mg/dl değerinin altında olması gerekir. 

Tanı koymak için;

• Günün herhangi bir zamanında ölçülen kan şekerinin 200 mg/dl ve üzerinde olması ve hastalığa dair belirtiler olması,
• Açlık kan şeker ölçümünün 126 mg/dl ve üzerinde olması,
• Hastaya şeker yüklemesi yapılarak yapılan tahlillerde kan şekerinin 200 mg/dl üzerinde çıkması
• A1c değerinin 6.5 mg/dl üzerinde olması

Tip 2 Diyabet Tedavisi

Diyabet tedavisinde ilk öncelik kan şekerini kontrolünün sağlanmasıdır. Diyabet tanısı koyulmuş olan hastalıklar öncelikle beslenme tedavisi yani beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, yaşam tarzında değişiklikler yapılması ve yaşamına egzersiz programları koyulması gerekmektedir. Tüm bu değişikler sonucu yapılan ölçümlerde kan şekeri düzeyi düşürülemiyorsa ağızdan alınan ilaçlar tedaviye eklenmektedir. 

Ülkemizde tablet şeklinde yapılan tedavi şeklinde ilaçlar üç farklı şekilde çalışarak kan şekeri düzeyini kontrol etmeye çalışır. Bazı ilaçlar insülin mevcudiyetinde hücrelere glikoz girişini arttırarak insülini düşürür , bazıları bağırsakta karbonhidrat parçalanmasını azaltarak yemek sonrası kan şekeri yükselmesini azaltır, bazıları da pankreastan insülin salınımını arttırır ve vücut insüline daha duyarlı hale gelir. Ancak bazı Tip 2 Diyabet hastalarının kan şekerin oranını istenen seviyede tutabilmek için insülin tedavisine ihtiyaç duyulabilir. Bu tarz hastalarda uygun dozda yapılacak olan insülin enjeksiyonları ile tedavi güçlü bir şekilde desteklenir. 

Tip 2 diyabet tedavisinde ilaç ve insülin kullanan hastaların düzenli olarak insülin takibi yapması ve ölçümler sonuncunda çıkan değerleri gerekli gördüğü durumda doktora bilgi vererek ilaçları yada insülinin tedavi dozunun ayarlanması hayati önem taşımaktadır. Kan şeker ölçüm seviyesini, şeker ölçüm cihazı satın alarak evimizde, iş yerimizde ya da ani bir şekilde insülin yükseldiği ve ya düştüğü gibi şüphe duyduğumuz durumlarda ölçmemiz mümkün olmaktadır. Ev de yapılan ölçümler sonucunda diyet programı çok daha iyi ayarlama yapılarak tedavi daha da kolaylaştırılır.

İnsülin tedavisi;

• Yaşam şeklini hastalığına göre değiştiren hastalarda şeker düzeyinin düşmemesi durumlarında, 
• Ameliyat olacak hastalara ve ameliyat sonrasında,
• Gebelik sırasında diyabet tanısı koyulmuş olan ve kan şekeri kontrolü sağlanamayan anne adaylarında,
• Şiddetli bir enfeksiyon geçirirken iyileşmesi uzun süren hastalarda, açık yarası olan diyabet hastalarında,
• Diyabete bağlı olarak vücutta komplikasyon olan hastalarda kullanılır.

Diyabet hastalığında bireyin tüm yaşamı boyunca uygulayabileceği beslenme programı oluşturarak;

• Kan şekeri normal seviyelerde tutulabilir,
• Hiperglisemi (kan şekeri yüksekliği) ve hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) gibi komplikasyonlar önlenebilir,
• İdeal vücut ağırlığı sağlanır ve korunur.

Tüm bu sebeplerden dolayı tip 2 diyabet hastalığına sahip birey;

• Yeterli ve dengeli beslenmenin öğrenilmesi ve bunu tüm yaşam şekline uygulaması,
• Yeterli miktarda , bireysel özelliklerine göre ve uygun zamanda yemek yemesi,
• Kan şekeri kontrolü için yeterli seviyede karbonhidrat tüketimi,
• Besin çeşitliliği,
• Besinler aldığı posa miktarını arttırması,
• Basit şekerleri de diyetisyen kontrolünde tüketilmesi,
• Düzenli ve kaliteli beslenme,
• Günlük tüketeceği yağ, protein ve karbonhidrat oranın iyi ayarlaması,
• Beslenmede sadece ana öğünlere bağlı kalmayarak ara öğünlerde koyulması,
• Ana öğünlerde kalsiyum bakımından zengin olan bir yiyecek tüketmesi (yoğurt vb.)
• Beyaz ekmek yerine çavdar ekmeği ya da tam buğday ekmeği, pirinç yerine bulgur ya da kepekli makarna benzeri glisemik endeksi düşük yiyecekler tüketilmesi,
• Doymuş yağ oranı yüksek yiyeceklerini günlük alınan kalori miktarının %7 sini geçmemesi,
• Yüksek yağ içerikli süt ürünleri, yumurta, aşırı yağlı hayvansal etler, ve sakatat gibi gıdalardan kaçınarak kolestrol seviyesini 300 mg üzerine çıkmaması,
• Günlük tuz tüketim miktarının 1 çay kaşığını geçmeyecek şekilde tüketilmesi tavsiye edilmektedir.